Selânik Atatürk Evi
Atatürk 1881 yılında Selanik'te doğmuştur. O’nun, doğduğu, çocukluk ve gençlik günlerinin bir kısmını geçirdiği tarihi ev bugün (Atatürk Evi) adıyla müze olarak tanzim edilmiş ve ziyarete açılmıştır. Bu tarihî yapı, günümüzde Selanik’in Apostolou Pavlu Caddesi, 17 numarada bulunmakta olup, Agiou Dimitriou 151 adresindeki Türkiye Cumhuriyeti Selanik Başkonsolosluğu ile birlikte aynı yerleşkenin parçasıdır. Selanik'te Atatürk Evi, arşiv kayıtlarına göre, Selanik'in Koca Kasım Paşa mahallesi, Islahhane caddesi üzerindedir. Ev, bodrumu ile birlikte üç katlı ve bir avlu içerisindedir. Evin mülkiyeti 1878 yılı başlarında Ali Rıza Efendi ve eşi Zübeyde Hanım’a geçmiştir.
Atatürk'ün babası Ali Rıza Efendi, bir süre Selanik Evkaf katipliğinde bulunmuş, gümrük memurluğu yapmış, 1876 yılında da Selanik Asakir-i Milliye Taburu’nda Birinci Mülazım olarak görev almış, daha sonra serbest ticaret hayatına atılmıştır. Selanik'in tanınmış ailelerinden Sarıgüllü Hacı Sofulardan Feyzullah Ağa'nın kızı Zübeyde Hanım'la 1878 yılında evlenen Ali Rıza Efendi, Kırmızı Hafız diye şöhret bulan babası Ahmed Efendi'nin (Subaşı) mahallesindeki evinden ayrılarak Koca Kasım Paşa mahallesindeki bu eve, eşi Zübeyde Hanım ile birlikte taşınmıştır. Ev o zamanlar, etrafı yüksek duvarlarla çevrili olup, dokuz oda ve bir mutfaktan müteşekkildir. Daha sonra evin yanına oda ve ilavelerden oluşan yeni bir ev inşa etmişlerdir. Dış yüzü sıva üzerine pembe boyalı olup alt pencerelerine demir, üst pencerelerine de ahşap kafesler yapılmıştır. Atatürk 1881 yılında bu evin ikinci katındaki sol tarafa düşen ocaklı odada doğmuştu.
Ali Rıza Efendi'nin 1887 yılında ölümünden sonra, genç yaşında yalnız kalan Zübeyde Hanım, oğlu küçük Mustafa (Atatürk), kızları Naciye ve Makbule ile geçim sıkıntısı yaşamıştı. Masraflarını hafifletmek üzere, oturdukları evi kiraya veren Zübeyde Hanım, çocuklarıyla birlikte kısa bir süre evin yanına inşa ettikleri küçük evde oturmuşlardı. Sonrasında bu küçük evi satan Zübeyde Hanım, çocukları ile birlikte Langaza’da yaşayan ağabeyi Hüseyin Ağa'nın yanına gitmişti. Bir süre sonra Selanik’e geri dönen Zübeyde Hanım, Ragıp Bey’le evlenerek sonrasında yeniden pembe boyalı eve yerleşti.
Atatürk, babasının sağlığında, kısa bir süre devam ettiği Şemsi Efendi mahalle mektebinden sonra sırasıyla Selanik Mülkiye Rüşdiyesi'ne kaybolmuş, ardından buradan ayrılarak 1893 yılında Selanik Askeri Rüşdiyesi'ne geçmiştir. 1896 yılında Manastır Askeri İdadisi'ne, 1899 yılında da İstanbul'daki Harp Okulu'na başladıktan sonra, tatillerde Selanik'e gelen Atatürk, yine annesi ve kardeşiyle pembe evde oturmuştu.
Atatürk, 1902 yılında Harp Okulu’ndan mezun olmuş, Kurmay sınıfına başlayarak 1905 yılı başlarında Kurmay Yüzbaşı rütbesini almıştı. Bu tarihten İkinci Meşrutiyetin ilan edildiği 1908 yılına kadar Atatürk, vatan hizmetinde askeri görevlerini yerine getirirken, Şam'da bir kaç fikir arkadaşıyla 1906 yılında "Vatan ve Hürriyet" adını verdikleri gizli bir siyasi cemiyet kurmuştur. Ancak bu cemiyeti asıl Makedonya’da faaliyete geçirmek istediğinden bir ara gizlice Selanik'e gitmiş ve orada arkadaşları ile birlikte bu cemiyetin şubesini açmıştır. İkinci Meşrutiyetin ilanından evvel (1907) Selanik'te görev alan Mustafa Kemal Atatürk, ailesi ile birlikte pembe boyalı evde oturmuş, siyasi toplantılarını bu evde yapmıştır. Fakat arkadaş ve meslektaşlarıyla daha rahat toplantılar yapmak, daha serbest hareket etmek adına Atatürk, 1908 yılında Selanik’te başka bir ev satın alarak, oraya yerleşmiştir.
Zaman içinde çeşitli görevleri nedeniyle Selanik’ten sürekli ayrı kalan Atatürk'ün bundan sonraki hayatı mücadelelerle dolu geçmiştir. Balkan Savaşları sırasında Selanik şehrinin Yunan ordusu tarafından ele geçirilmesinden sonra annesi Zübeyde Hanım ve kız kardeşi Makbule Hanım, birçok Türk aile gibi Selanik’i terk ederek İstanbul’a göç etmiştir. Zübeyde Hanım, İstanbul'da Beşiktaş-Akaretlerde bir eve yerleşmiş, Milli Mücadele yıllarında da Ankara'ya gelmiştir. Ancak, Ankara'nın iklimi sağlığı için elverişli olmadığından, bizzat oğlu Atatürk tarafından zaferden sonra İzmir'e gönderilmiş ve 1923 yılında orada vefat etmiştir.
Selanik’te Türklerden kalan bütün mülklere 1917 yılında Yunan Devleti el koymuştur. Lozan Antlaşması gereğince bu mülklerin bir kısmına Anadolu’dan gelenler yerleştirilmiş, bir kısmı ise satılmıştır. Atatürk'ün doğduğu ev 1930 yılında satılmıştır. Cumhuriyet'in Onuncu yıl dönümü (29 Ekim 1933) dolayısıyla, Selanik Belediyesi, Türk-Yunan dostluğu ve Balkan Konferansı’nın bir hatırası olarak, Atatürk'ün doğduğu evin çift kanatlı kapısının sağ köşesine mermer bir plaka yerleştirmiştir. Plakanın üzerinde Türkçe, Yunanca ve Fransızca olarak şu ibare yazılmıştır:
“Türk milletinin büyük müceddidi ve Balkan ittihadının müzahiri GAZİ MUSTAFA KEMAL burada dünyaya gelmiştir. İş bu levha Türkiye Cumhuriyetinin onuncu yıldönümü münasebetiyle konulmuştur. Selanik, 29 Birinciteşrin 1933”
4 Kasım 1933 tarihinde Türkiye'nin Atina Elçisi ve elçilik mensupları Makedonya Genel Valisi, Selanik Belediye Başkanı ve Yunan ileri gelenlerinin katılmasıyla bir tören yapılmış, plaka bu törende yerine konmuştur. Selanik Belediyesi, 1936 yılında evi satın alarak, 1937 yılında Atatürk'e hediye etmiştir. Ev, 19 Şubat 1937 de boşaltılabilmiş ve anahtarları Selanik Konsolosluğumuza teslim edilmiştir.
Atatürk Evi, “Selanik'teki Türk Konsolosluğu'nun bakımına verilmiş ve evin zemin katında sonradan açılan dükkânlar kaldırılarak eski şekline getirilmiş, geçmişte sarıya boyanan ev yine pembe renge boyanmış, çatısı aktarılarak onarılmıştır. 1950 yılında daha geniş çapta büyük onarım gören Atatürk Evi'nin “Atatürk Müzesi” olarak tanzimi düşünülmüş ve bu konuda çalışmalara başlanmıştır. Dışişleri ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından birlikte yürütülen çalışmalara, Ankara Üniversitesi Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü Müdürlüğü görevini yürüten Prof. Dr. Enver Ziya Karal başkanlık etmiştir. Atatürk Evi'nin tanzim ve teşhirinde kullanılacak eşyaların bir kısmı İstanbul Dolmabahçe ve Topkapı Saraylarından seçilerek Selanik'e gönderilmiştir. Aylar süren titiz çalışmalardan sonra evin bütün odaları eski şekline göre ayrı ayrı değerlendirilmiş “Atatürk Evi” 10 Kasım 1953 günü törenle ziyarete açılmıştır.
Günümüzde Başkonsolosluk alanı içinde bulunan ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin toprağı sayılan “Atatürk Evi”, bugün sınırlarımız dâhilinde bulunmasa da, her Türk’ün kalbinde özel bir yere sahip olup, Selanik’e giden soydaşlarımızın ilk olarak ziyaret ettiği ve Türkiye için manevi değeri son derece yüksek olan bir mekândır.
Atatürk Evi’nin aslına uygun şekilde korunması ve çağdaş müzecilik anlayışıyla teşhir tanzimi için özenli ve titiz bir çalışma gerçekleştirilmek üzere Bakanlığımız ile sponsor firma Bilgili Turizm ve Gayrimenkul Yatırımları A.Ş. arasında imzalanan protokol çerçevesinde Selanik Atatürk Evi, çağdaş müzecilik anlayışı doğrultusunda yeniden tefriş edilmiştir. Söz konusu iş Bakanlığımız Kültür Varlıkları ve Müzeler Müdürlüğü uzmanları koordinasyonuyla gerçekleşmiştir.
2012 yılında başlatılan restorasyon çalışmaları ile evde yaşamış olan Yunan ailenin binaya yaptığı ilave inşaatlar ve içindeki otantik olmayan eşyalar kaldırılmıştır. Evin teşhir tanziminde 1. etap olarak; arşivlerden ulaşılan belgeler doğrultusunda, ziyaretçilerin Atatürk hakkında bilgilendirilmesine yönelik panolara ve belgesel filmlere yer verilmiştir. Üç kattan oluşan binanın zemin katında “Atatürk ve Çocuk Odası” bulunmaktadır. Üst katlarda sofalarda evin eski teşhir düzenini gösteren maketler sergilenirken, 1. katta; “Selanik Odası”, “Manastır Odası”, 2. katta “İstanbul Odası” ve “Ankara Odası” olarak isimlendirilen odalarda, Atatürk’ün hayatının geçtiği şehirleri tanıtan ve Atatürk’ün hayatını anlatan bilgi panolarına yer verilmiştir. 2. katta “Ankara Odası’nda”, Cumhurbaşkanı Atatürk’ü koltuğa oturmuş şekilde canlandıran silikondan bir heykeli yer almaktadır. Teşhir tanzimde ayrıca Selanik, Manastır, Ankara, İstanbul, Atatürk ve Çocuk adlı kısa filmlere yer verilmiştir. Ziyaretçiler dilerlerse evi Türkçe, İngilizce ve Yunanca sesli rehberle dolaşabilmektedir. 1. etap restorasyon ve teşhir-tanzim çalışmaları tamamlanan Selanik Atatürk Evi, 16 Ağustos 2013 tarihinde ziyarete açılmıştır.
2. etap teşhir tanzim çalışmaları çerçevesinde yapının tarihi dokusunu bozmadan ve 1. etap çalışmalarda hazırlanan mevcut kurguya uyumlu bir sergileme düzeni oluşturulmuştur. Bakanlığımız tarafından Selanik Atatürk Evi’nde sergilenecek, Atatürk’e ait kişisel eşyaların belirlenmesi için bir komisyon oluşturulmuştur. Komisyon tarafından Kocaeli ve Uşak Müzesi’nden toplam 51 adet eser seçilmiş olup, söz konusu eserlere uygun olarak tasarlanan vitrinlerde sergilenmektedir. Sergilenen eserler arasında frak yeleği, ayakkabı, şapka, kravat, ağızlık, tabaka, kibritlik, baston, kaşkol ve yemek takımı gibi Atatürk’e ait kişisel eşyalar da bulunmaktadır. Ankara Salonunda Atatürk’ün kişisel eşyalarının yanı sıra özel bir vitrinde, altından yapılmış orijinali Ankara Cumhuriyet Müzesi’nde sergilenen Cumhurbaşkanlığı mührünün replikasına da yer verilmiştir. Evde ayrıca Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Selanik Askeri Rüştiyesi 4. sınıf notlarının, Manastır Askeri İdadisi 2. ve 3. sınıf notlarının ve Kara Harp Okulu 3. sınıf notlarının transkripsiyonunu içeren belgelerin kopyaları sergilenmektedir. Sergilenen belgeler arasında Atatürk’ün Kara Harp Okulu Künye Kaydı ve 1921 yılında Kardeşi Makbule’ye gönderdiği, üzerinde kendi el yazısı bulunan Çankaya Köşkü’nde çekilmiş fotoğrafı bulunmaktadır.
29 Ekim 2014 tarihinde açılışı yapılan 2. etap sergileme çalışmaları kapsamında; Selanik Odası’nda pencere kenarında sedir üzerinde oturan ve elinde tespih tutan Zübeyde Hanım heykeli ile mutfakta masada oturan Atatürk’ün çocukluk dönemini yansıtan silikon heykele yer verilmiştir.