Pergamon
Pergamon, Batı Anadolu’nun bereketli topraklarında, çok katmanlı kültürel mirası ve görkemli tarihiyle dikkat çeker. Hellenistik Attalid Hanedanlığı’nın başkenti olarak MÖ 3. yüzyılda kurulan şehir, bilgi ve sanat merkezi haline gelmiştir. Dünyanın en büyük kütüphanelerinden birine ev sahipliği yapan Pergamon, parşömen kağıdının icadıyla yazının gelişiminde çığır açmıştır.
Şehrin mimari ve sanatsal değeri, Pergamon Heykel Okulu’nun dinamik ve duygusal üslubuyla, özellikle Zeus Sunağı gibi eserlerde kendini gösterir. Kale Tepesi’ndeki Akropolis, Hellenistik ve Roma şehir planlamasının bir başyapıtıdır. Burada, dik eğimli tiyatro, üç teraslı gymnasium, uzun stoalar, Trajan Tapınağı ve dikkat çekici su yolları, dönemin mühendislik ve sanatsal üstünlüğünü ortaya koymaktadır. Ayrıca, şifalı kaynaklarıyla ünlü Asclepieion, antik çağ tıbbının öncü merkezi olmuştur.
Pergamon’un dini ve kültürel önemi, kentin çok katmanlı tarihini ve farklı uygarlıkların bıraktığı izleri yansıtır. Küçük Asya’nın Yedi Kilisesi’nden biri olması, Serapeum’un farklı inançlara hizmet edecek şekilde dönüştürülmesi ve Roma İmparatorluğu dönemindeki kült merkezi rolü, kentin önemini artırmıştır. 2014 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne dahil edilen Pergamon, Helenistik, Roma, Bizans ve Osmanlı dönemi mimari ve şehir planlamasının iyi korunmuş örneklerini sunarak insanlık tarihine ışık tutmaya devam etmektedir.